13 Ekim 2009 Salı

The Damned Bizans...

      Öncelikle antep maçından beri yazı yazamadık.Özel bazı işlerimizden dolayı sanal aleme uzak kaldık.Bunun için herkesten özür diliyorum.
       Geri dönüşü ise iddaalı bir yazıyla yapmak istedim.Yakın zamanda piyasaya çıkan bir film var.The Damned United.Link falan vermeyeceğim.Zaten heryerde var film.Film Nottingham Forest efsanesini yaratan,Brian Clough isimli (mourinho x 10) karakterdeki bir teknik direktörün,kısa süren leeds united macerasını anlatıyor.Filmde teknik direktörümüzün önü leedste bir şekilde kesiliyor ve leedste başarısız olması sağlanarak yollanıyor.Daha sonra da Nottingham Forest i önce İngiltere 1. liginde ardından avrupada zirveye taşıyor.Hikaye genel olarak bu.İsmi de leeds hocanın önünü tıkadığı için leeds united a giydirmek amaçlı bir manaya geliyor.




     Başlığımı da burdan esinlenerek bir kıyasla seçtim.Ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır.Buna okuduktan sonra karar verelim.Öncelikle benim Brian Clough yerine koyduğum ana karakter klubümüzün efsane teknik direktörü Abdullah Gegiç olacak.Öncelikle efsane hakkında birkaç bilgiyle başlayalım.Abdullah Gegiç 1924 yugoslavya doğumludur.1966 Yılında Partizan Belgrad takımın CL de finale yükseltmiştir.Finalde R.Madride yenilmişlerdir.Bundan sonra Türkiye macerası başlamıştır.1967-71 yılları arasında Eskişehirspor u çalıştırmıştır.Daha sonra Türkiye de 3-4 takımı daha çalıştırmış.Ama asıl devrimi Eskişehirsporda yapmış.Lig ikinciliklerinden tutun da Cumhurbaşkanlığı kupasına kadar,avrupa da turlara kadar bir çok başarısının baş mimarıdır.Anadolu ihtilalini başlatan kişi kendisidir.Bizim EsEsli olmamızda aslında babamızdan çok hakkı vardır diyebiliriz.Kendisi futbol konusunda mükemmel bir bilgiye ve tecrübeye sahiptir.Daha sonra Türk vatandaşlığına geçip,bugün imparator(!) diye bahsedilen kurtarıcılara çok fazla rehberlik yapmıştır.Bunun en yakın ve en büyük örneği şudur.EURO 2008 den önce milli takımı birkaç kez izlemiş ve kondisyon eksikliğini görmüş.Hemen fatih terime kondisyoneri tavsiye etmiş ve belkide 90+ larda yazılan destanın mimarlarından olmuştur.Ama bunu %1 imiz bile bilmiyoruz.2. örnek ise bir röportajından.Sanırım 3-4 sene önce Türk futbolu üzerine yapılan bir röpartajda şunları söylemiş kendisi;'Artık futbolda mevkii kavramı yavaş yavaş bitiyor.Her futbolcu her mevkide oynayabilmeli.Bir defans oyuncusu ortasaha gibi oyun kurabilmeli,bir forvet oyuncusu stoper gibi takımı savunabilmeli'.Aynı zamanlarda da Alex Ferguson un şu cümlesini hatırlıyorum.'Zamanı geldi'o'shea yı ortasaha da oynattım.'Bunun adını da koetik futbol koydular spor yazarları.Oyun kurucu stoperler,teknik önliberolar şu an takımlara en çok lazım olan oyuncular.Burda Abdullah Gegiçin ne kadar bilgili ve ileri görüşlü olduğunu göstermek için yazdım.Mekanı cennet olsun.Allah rahmet eylesin.Kendisi çok disiplinli ve terbiyeli,antreman sahasını elleriyle temizleyecek kadar amatör ruhlu,ama aynı zamanda en orjinal ve çağdaş yöntemleri takımına uygulatacak kadar da profesyonel biriymiş.Sağolsun bazı derneklerimiz vefa gecelerinde onu da sürekli çağırdılar ve ne kadar sevildiğini özlendiğini gördü.Aynı zamanda stadımızda bir kapının ismi Abdullah Gegiç kapısıdır.


    

           Abdullah Gegiç hakkında bu kadar bilgiden sonra asıl anlatmak istediğim ve filmle bağdaştırdığım nokta şu.Nasıl leeds te brian clough un önü kesildiyse,Gegiç önderliğinde de ES-ES in önü o yıllarda kesilmiştir.Brian Clough daha sonra yapacağını yapmış ama asla Leedste kazanamadığı başarılar kadar kıymetli olmadığı belli.Çünkü milli takım teklifi bile gelmemiş kendisine.Onlarda leeds e geçirmiş filmde.Bende filmi izledikten sonra şunları düşündüm.Eğer o gün kendisi önderliğindeki devrim amacına ulaşabilseydi.En azından bir şampiyonluk yaşayabilseydik,bu düşüş olur muydu?Kesinlikle olmazdı.Artı o zaman yıkılabilseydi bu düzen,belki şimdi Fatih Terim gibilerinden,yancı ve alaycı istanbul medyasından,sadece 3-4 tane zenginin kucağında dönen futbol federasyonundan,oyuncak gibi kurulup düşürülen takımlardan,ligi 3 takımdan ibaret gören yayıncı kuruluşlardan,görev adamı hakemlerden çok daha uzak olacaktık.Bir futbol ülkesi olacaktık.Bir ekolümüz olacaktı.Bunu bugün çoğu aklı başında spor yazarı söylüyor.Hatta akşam gazetesi sanırım orada bir yazar; ' Önü kesilmeseydi Eskişehirspor un şu an ülkemizde bir Barcelone sisteminde ve gücünde bir futbol akademisi,en azından bir ajax bir porto olabilirdi' demişti.Biz eğer bir premier lig gibi bir lig olamadıysak,Nottengham Forrestlerin önü tıkandığı için olamadık.Bu filmi izledikten bir kez daha karar verdim ki;Kahrolsun bozuk düzen,kahrolsun bizans oyunları ve felsefesi...(Yanlış anlaşılmasın şunu da belirteyim bizans asla istanbul takımlarına hitap şekli değil bozuk düzenin bir takma ismidir.Yani coğrafi/tarihi bir terim değil,bir deyim olarak kullanılmaktadır-bizans entrikaları vs... )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder